Son günlerde yaşanan üzücü bir olay, bir ailenin korkunç bir dramını gözler önüne serdi. 36 günlük bebeğini pencereden atan anne A.B., tutuklandı. Olay, pek çok insanı derinden etkileyen bir cinayet düşüncesini akıllara getirirken, sosyal medya üzerinden de büyük tepkilere yol açtı. Böyle acı bir olayın arkasında yatan sebepler araştırılırken, şuan için herkesin dilinde bu trajik hikaye var. Peki, A.B. neden böyle bir eyleme kalkıştı? Olayın detaylarına inelim.
Olay, geçtiğimiz günlerde İstanbul'un bir semtinde meydana geldi. 36 günlük bebek, annesi tarafından beşinci katta bulunan dairenin penceresinden atıldı. Mahalle sakinleri, başlarına gelen olayın şokunu üzerinden atamadan durumu yetkililere bildirdiler. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, talihsiz bebeği hastaneye kaldırmaya çalışırken, üzülerek bebekteki hayat belirtisinin olmadığını doğruladılar. Olayın hemen ardından polis ekipleri, anne A.B.'yi gözaltına aldı. İfadesinde, bebeğini neden pencereden attığını açıklamayan A.B., yaşadığı ruhsal çöküntüden dolayı psikolojik yardım almayı talep etti. Ancak bu durum, soruşturmanın seyrini değiştirmedi ve A.B. tutuklandı.
Öyle ki, bu tür olaylar toplumda psikolojik sağlık sorunlarının önemine bir kez daha dikkat çekiyor. Uzmanlar, gebelik ve doğum sonrası kadınların yaşadığı ruhsal problemler ile ilgili farkındalıkların artırılması gerektiğini vurguluyor. Doğum sonrası depresyonu, çeşitli nedenlerden kaynaklanan önemli bir sorundur ve birçok kadın, bu süreçte ciddi zorluklarla karşılaşabiliyor. A.B.’nin durumu, pek çok kişinin aklında benzer ruhsal sıkıntılar olup olmadığını sorgulatıyor. Sosyal medya ise bu trajik olayın etkileriyle sarsılmış durumda. Kullanıcılar, hem anneye hem de toplumda yaşanan bu tür olaylara karşı duyarlılık gösterilmesi gerektiğini ifade ediyor. Trajik bir durum olan bu olay, birçok insanın anne adayları ve yeni doğum yapmış kadınlar üzerindeki yükü gözler önüne seren bir uyarı niteliği taşıyor.
Her ne kadar A.B. yaşadığı ruhsal sıkıntılar dolayısıyla böyle bir eyleme başvurmuş olsa da, bunun kabul edilebilir bir açıklaması yoktur. Bu tip durumlar, yalnızca bireyleri değil, toplumu da derinden etkiler. Dolayısıyla, bu tür olayların önlenebilmesi için gerekli toplumsal farkındalığın oluşturulması, psikolojik destek mekanizmalarının güçlendirilmesi önem taşımaktadır. Ayrıca, aileler başta olmak üzere çevredeki bireylerin, anne ve bebeğin sağlığına yönelik dikkatli ve duyarlı davranması gerektiği de unutulmamalıdır.
Sonuç olarak, 36 günlük bebeğini pencereden atan A.B. alanında uzman kişilerin danışmanlık desteği almadan belki de bu davranışı sergileyemeyecekti. Özellikle yeni anne olan bireylerde görülen ruhsal bozuklukların azaltılması adına önleyici tedbirler alınması gerektiği aşikardır. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması dileğiyle, toplum olarak daha duyarlı ve destekleyici bir ortam oluşturmalıyız. Unutulmamalıdır ki bireylerin mental sağlığı; ailenin, toplumun ve dolayısıyla geleceğin sağlık seviyesi için kritik bir unsur olmaktadır.