İstanbul'un kalbinde yaşanan son depremin ardından, bazı binaların durumu endişe verici bir hal aldı. Bu binalardan biri, dün akşam saat 19:30 sularında, deprem sonrası hasar almış olan bir apartmanın çökmeye başlamasıyla birlikte, şehirde büyük paniğe neden oldu. Olay, Beyoğlu ilçesinde meydana geldi ve çok sayıda vatandaşın gözleri önünde gerçekleşti. Çökme anında binanın etrafında bulunan insanlar büyük bir korkuyla kaçışırken, durumu izleyen diğer vatandaşlar, yaşanan anın dehşeti karşısında şok oldular.
Depremin ardından tek katlı hasarlı bina, yapısal zayıflıklar nedeniyle devrilmeye başladı. Aniden gerçekleşen bu çökme olayı, sokakta bulunanların korkuyla bölgeden uzaklaşmasına yol açtı. Etraftaki dükkanlar ve kafeler anında boşaltıldı. Olay yerine gelen çok sayıda ambulans ve itfaiye ekibi, olası bir kurtarma çalışması için hazır beklemeye başladı. Yetkililerin ilk açıklamalarına göre, bina içerisinde kimsenin olmadığı ve can kaybının yaşanmadığı bildirildi. Ancak çökme olayından etkilenen bina, çevredeki binalara da zarar verebileceği ihtimali nedeniyle hemen çevresinde güvenlik şeridi çekildi.
Böyle büyük bir çökme deprem sonrasının patolojik sonuçlarının bir göstergesi olarak kaydedildi. Uzmanlar, İstanbul’daki binaların çoğunun yetersiz depreme dayanıklılık testleri ve eski yapı standartlarıyla inşa edildiği konusunda uzun zamandır uyarılarda bulunuyordu. Bu durum, yaşanan olayın ardından yeniden gündeme geldi ve kentteki bina dayanıklılığına yönelik sorgulamalar başladığı gibi, bu tip olayların önlenmesi adına atılacak önlemler üzerinde tartışmalar yaşandı.
Yaşanan bu çökme olayı, İstanbul’da depreme hazırlık konusunda yapılması gerekenlerin önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Geçtiğimiz yıllarda yaşanan depremler, şehirdeki binaların çoğu için alarm zilleri çalmıştı. Ancak, birçok bina hala eski yapı standartlarıyla yer almakta. Deprem sonrası çöken binaların durumu, deprem riski taşıyan illerde yaşayan insanları derinden etkiliyor ve depresyon ve kaygı bozukluğu gibi ruh sağlığı sorunlarını ön plana çıkarıyor. Bu tür olaylar, halkın depreme karşı bilincini artırmak ve gerek kamu gerekse özel sektörde daha sağlam yapıların inşa edilmesi gerektiğini bir kez daha gündeme taşıyor.
Sonuç olarak, İstanbul'daki bu çökme olayı, kentin depreme hazırlığı konusunda yetersizlikleri öne çıkardı. Şehirde yaşayan halkın güvenliğini sağlamak ve gelecekte benzer durumların yaşanmaması adına acilen yeni yapısal düzenlemelerin yapılması önem arz ediyor. Uzmanlar, orta ölçekli depreme dayanıklı yapılar inşa edilmesi ve eski yapıların güçlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Aksi takdirde, İstanbul’un deprem riski altında yaşadığı gerçeği, daha fazla kayıplara yol açabilir. Şehir yönetimlerinin ve ilgili devlet kurumlarının, bu tip durumları göz önünde bulundurarak bir an önce harekete geçmesi büyük önem taşımaktadır.